top of page
  • Yazarın fotoğrafıElif Önel

Sınır?


Sınırları zorlayan hatta “sınır” sözcüğünü, yaşamında bulundurmayan bir isimden ve onun kendini ifade etme biçiminden bahsetmek istiyorum bugün. Marina Abramović, ikinci dünya savaşı döneminde gözlerini açar dünyaya. Kendi ifadesiyle ‘Kırmızı Burjuvazi’ olan ailesi, onu varlık içinde ve otoriter bir şekilde büyütmüştür. Küçük yaşlarda Fransızca, İngilizce, piyano ve resim eğitimi alır. Sınırları belirlenen bir ortamda büyütülmesine rağmen, sınırsızlık onun hayatında çocukluğundan beri vardır. Çocukken, havadaki askeri uçakların dumanıyla gökyüzünü boyamak istemesine karşı çıkılır, ama o hayallerinden vazgeçmez.



Marina Abramovic (Akış Sergisi)

Yirmi dokuz yaşına dek gece sadece saat ona kadar dışarıda durma izninin olduğu bir evde büyüyor Marina. Belgrad’da Güzel Sanatlar Akademisi’nden sonra yüksek lisansını Zagreb’de yapıyor ve ilk performansına hazırlandığı dönemde Sırbistan’da eğitim de veriyor. Bu ön bilgilerin ardından biraz da bu şahsına münhasır sanatçımızın çalışmalarına bakalım.


Rhytm 0 olarak adlandırdığı performansına değinmeden olmaz. İnsanın içinde vahşetin çarpıcı ve somut örneği olarak görülebilir. Altı saat boyunca sabit duran sanatçımızın yanına bir şarap şişesi, bir gül, çatal, bıçak, kaşık, bal, tüy, zeytinyağı, makas ve silah gibi birçok malzeme ve eşya konuluyor. Yanındaki küçük notta ise bu nesneleri ve sanatçının bedenini kullanarak istediğiniz şeyi yapabileceğiniz belirtiliyor. Gül uzatan, öpen, gıdıklayanlar oluyor. Sonunda ise sanatçımızın kıyafetleri yırtılmış, tacize uğramış haldeyken kafasına silah dayandığında ise müdahale edilerek bu” performans” bitiriliyor. İnsanın istediğinde içindeki şiddeti nasıl da ortaya koyabildiğini gözler önüne seren bu durum hayli korkutucu ve üzerine düşünülesi.


Marin Abramovic, The Artist is Present performansını sergilerken (By Shelby Lessig - Own work, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=12134088)

Bir diğer ilgimi çeken performansı ise saatlerce bir sandalyede oturup hiç kalkmadan konuşmadan gelen katılımcılarla birbirlerine bakmaları. Tek kelime etmeden sadece karşısındaki insanın yüzüne mimiklerine, beden diline bakarak onu anlamak ya da anlamaya çalışmak. Bazen gözyaşı akıtarak bazen sadece tebessümle iletişim kurmak. Bu performansın yıldız ismi sadece Marina değildi üstelik. Yıllar önce Çin Seddi’nin iki ucundan yürüyüp orta noktasında ayrıldığı partneri ve ona ihanet ettiği iddia edilen eski aşkı Ulay da katılımcılar arasındaydı.

Günlerce hayvan kemiklerinin olduğu bir odada kalıp onları yıkaması, yıldız şeklinde ateş yakıp havasız kalıncaya dek içindeki kalması delilik mi sanat mı? Yoksa zaten sanat da delilik mi gerektirir?


Merak ettim şu performansları derseniz:

https://www.youtube.com/channel/UCEP2szR80w-GI0TnIO-dayQ


Kaynakça:

https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2019/12/09/marina-abramovici-beklerken

https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/marina-abramovic-hayati-eserleri-bilinmeyenleri

https://www.themagger.com/marina-abramovic-performans-sanati/

14 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page