Tuncer Ceyhan
Parazit Mimarlık
Parazit mimarlık bir öğrenci olarak zihnimi altüst eden, öğrendiğim, okuduğum veya daha da önemlisi tasarlamaya çalışırken dayandığım “ değerleri” sorgulatan bir mimari akım. Hatta bu akıma mimari akım derken bile üç kere düşünüyorum.
Parazit Türkçe anlamı ile asalak (biy.) demektir. Bir organizmanın başka bir organizmaya onun kontrolü ve izni dışında tutunup veya bağlanıp ondan yarar sağlaması olarak da tanımlanabilir. Aslında parazit kelimesinin mimarlık alanında kullanımının, kelimenin tanımına tam da uygun olduğunu düşünmüyorum. Bunun sebebi, birçok Parazit Mimari örneğinin aslında ne kadar oldukları yerin bağlamına aykırı ve ayrıksı dururlarsa, o kadar “parazit” olmaları olabilir. Yani ne kadar yerine, zamanına ve programına; fiziksel ya da bağlamsal olarak ters düşerse ve ondan farklı gözükürse o kadar tanımına uygundur denilebilir. Tabii bazen bağlamlarından beslenip onları tükettikleri de tartışılabilir.

Kraliyet Ontario Müzesi Toronto, Kanada. Stüdyo Libeskind
© fotoğrafçı Collin Harris

Dresden Askeri Tarih Müzesi, Almanya. Stüdyo Libeskind
© fotoğrafçı Hufton+Crow
Fakat bu ayrıksılık yalnızca fiziksel olmak zorunda değil. Fonksiyonundan, tipolojisinden strüktüründen olduğu gibi bağlamından, programından ve zamanından da kopuk olması, parazit mimarlık tanımı içerisinde kabul edilmektedir. Elbette bazı Parazit Mimarlık örnekleri ise programına, zamanına ve bağlamına uygun tasarlanmış olabiliyorlar, bu durumda da – çoğu örnekteki gibi- fiziksel farklılığı ve aykırılığı ön planda olmaktadır.
Şimdi gelelim Parazit Mimarlık bir öğrenci olarak benim zihnimi neden bu kadar kurcalıyor ? Her ne kadar mimarlık ve stüdyo eğitimi bize çoğunlukla pozitif bilim alanları gibi olgular ve doğrular sunmasa da, her birimiz öğrenme sürecimizi bilgilerimizin üzerine daha çoklarını ekleyerek devam edip bunların bir sonuca ( bu sonuç mezun olmaktan, başarılı bir mimar olmaya kadar gidebilir) varacağını kabul ederiz. Aslında tasarımın doğrularının olmadığı bize söylense de “iyi” ve “güzel” kavramlarının kullanımları her eğitim yılımızda giderek artar ve bizler bu “iyi” ve “güzel”ler arasında öğrenci olarak bazı görüntü, bağlam ve işlevlerin ortak olgularla ele alındığını görünce, ortada bir tezatlık olduğunu düşünebiliriz. Kesin doğruların ve olguların olmadığını konuşuyorsak, ortak “iyi” ve “güzel” mimarlık nasıl var olabilir ? Aslında temelinde kesin doğruların ve olguların olduğunu düşünmek işte bu yüzden mantıksız gözükmüyor olabilir.
Parazit Mimarlık tam burada devreye giriyor ve zaten karışmış olan zihnimizi, daha da karıştırıyor. Çünkü ortak “güzel”lerin bir süreç için bile olsa var olduğunu ve hatta bunların mimarlıkta da olabileceğini düşünen öğrencinin –benim- daha çok tartışmalarda veya okumalarda savrulmam gerektiğini hatırlatıyor. “Biçimsel veya işlevsel hizmet etmekten ziyade aykırıdırlar çünkü...” ¹ ( bu tanım nasıl mümkün olabilir? Bize AR-101 dersinde “ aykırı” tasarım prensibini öğretmemişlerdi (!). Aslında burada “aykırılık”tan ziyade, ait olmamak demeyi tercih ederim. Çünkü tasarım sürecinin zihinsel kısmında sırtımı bazı doğrulara ve olgulara dayamadan herhalde “aykırı” olması için hareket etseydim, değil üçüncü sınıfı daha ikinci yarı dönemimi görebilir miydim, bilmem. Bu olgular da bağlam, yer, zaman ve işlev.
Özellikle zaman ve işlev, ikisi de durmayan, noktasal olmayan şeylerken bir öğrenci bunca hengamenin içinde bu sorulardan nasıl kaçar? Bence mimarlığın “fütüristik”, “ütopik”, “distopik” olması da bu yüzden mümkün değildir. Çünkü bunların hepsi inşa edilen veya bir amaca hizmet eden şeyler ise şu ana ve doğası gereği güncel olan bir şeyin, nasıl geçmiştekine benzemesi veyahut yorumlanmadan geçmişe referans vermesi eleştiriliyor ise, “geleceğe” ait olması da eleştirilmelidir. Çünkü Parazit Mimarlığın en büyük iddialarından olan gelişen teknoloji ve gelecek dünyanın biçimsel öngörüsünün tasarımı olma durumunu pek de anlayamıyorum. Çünkü geleceğe dair sebepler temellendirilemez ise veya temellendirilmeden öngörülmeye çalışılıyor ise bu hiçbir yere ve zamana ait olmayan, nedensellikten uzak ürünler ortaya çıkabilir. Bütün Parazit mimarlık örnekleri nedensellikten uzak değil. Bahsedilen sadece aykırı olma kaygısı güdenler, doğal olarak temellendirilemeyenler.
Ancak gelecek temellendirilerek ve pozitif bilimlerin yardımıyla gözlemlenerek yapılan tasarımlar ne olacak? Tam da burada mimarlığın “büyüsü” gerçekleşiyor. Bağlamı, biçimi, fonksiyonu temellendirilen “fütüristik”, geleceğe ait olan, yapı geleceği şimdiye dönüştürür. Ve nacizane okuduğum ve bildiğim mimarlığın birçok dönüm noktası böyle gerçekleşmiştir.
Dolayısıyla her yapıyı kendi yeri, zamanı ve programına göre değerlendirdiğimizde dönüşüm noktalarını keşfedebileceğimizi düşünüyorum. Ayrıca şunu da eklemek isterim, zaman, yer ve program kriterlerinden bakıldığında birçok Parazit Mimarlık örneği şimdiye ait olabilir. Şu soruyu eklemeden edemeyeceğim, bir mimari yapının ayrıksı durması ve dikkat çekici olmak amacı onun fonksiyonu olabilir mi ? Eğer öyle ise bu mimari yapıların eleştirisi nasıl yapılabilir?
KAYNAKÇA
¹ Alternative Approaches in Architectural Design Education: ‘Parasitic Architecture’ as a Space Design Strategy
http://journals.plos.org/plosmedicine/article?id=10.1371/journal.pmed.0050029
https://www.dezeen.com/2017/09/01/10-parasitic-architecture-examples-dwellings-roundup/