Mert Taşar
Bir Gerçeklik: Kitsch
Meraklı bir göz olarak etrafımda gördüğüm şeyleri incelemeyi severim ve bundan zevk alırım. Gördüklerimi estetik bulup bulmadığım temel kıstasımdır ama bunun bir sanat boyutu da var. Ne yazık ki sanatsal şeylerle çok sık karşılaşamıyorum. Eminim sizde de durum aynıdır. Etrafımızda bize estetik gelen birçok nesne ya da yapının da bir sanatsal değeri olmuyor. İşte burada karşımıza Kitsch kavramı çıkıyor.
Kitsch genel olarak insanda estetik zevk uyandıran ama sanatsal değeri olmayan nesneler şeklinde tanımlanıyor. 19. yüzyılın Almanya’sında pespaye sanat taklitlerini nitelemek için ortaya atılmış ve değersiz nesneleri belirtmek için kullanılmıştır. Zaman içerisinde kitsch nesneler satış amacıyla yığının beğenisine bağlı gelişmeye başlamış ve bugün bütünüyle etrafımızı sarmıştır. Siz de mutlaka bu nesnelerle günlük hayatınızda karşılaşıyorsunuzdur.
-el sallayan kedi
-biblolar
-buda heykelcikleri
fotoğraflar: wikimedia commons

Kitsch kelimesinin kökeni hakkında ise Alman heykeltraş ve yazar Ludwig Giesz iki rivayet aktarıyor: ilki İngilizcede taslak anlamına gelen ‘sketch’ kelimesinin Alman ağzıyla yanlış telaffuz edilmesinden doğmuş olduğu, ikincisi de Almanca kökenli ‘verkitschen’ deyiminden ortaya çıkmasıdır. Bu deyim ayağa düşmek, değersizleşmek, eski ve hurda eşyalar toplamak gibi yöreden yöreye değişen anlamlar taşıyor. Hangisi doğrudur bilinmez ama iki seçenekte de kitsch'in ilk ortaya çıktığı zamanlarda ne kadar değersiz görüldüğünü hissediyoruz.
İlk zamanlarındaki bu hor görülmenin aksine zaman içerisinde kendine ait bir alanda iyice genişlemiş ve gelişmiş olan kitsch kavramı kimilerince sanat olarak kabul görmüş kimilerince de sanattan öte olarak tanımlanmıştır. Üzerine bolca yazılıp çizilmiş, atölyeler kurulup ürünleri sanat galerilerinde sergilenmiştir.
Aynı zamanda dikkat çekmesi ve zevk uyandırması pazarlamada işlevsel hale getirilip satış artırmak için kullanılıyor. Şöyle ki; şekil ve renk itibariyle her yerde göremeyeceğiniz tarzda bir yapı inşa edip bunu ürün satmada kullanırsanız ya da reklam panolarınızı yanıp sönen neon ışıklarla donatırsanız daha fazla insanın dikkatini çekersiniz. Haliyle bu şekilde örnekler karşımıza çıkıyor: donut hole.
Ülkemizde de son zamanlarda çokça rastlar olduğumuz inanılması güç görseller de araştırırken kitsch kavramına örnek olarak karşıma çıktı. Bense bunların kitsch değil iğreti ya da bayağı kelimeleriyle tanımlanmasını daha doğru buldum. İşte o nereye koysan iğreti nereye koysan bayağı şeyler:
-semaver heykeli
-çay bardağı heykeli
-karpuz heykeli
-ata binen şehzade heykeli

Mimaride ise genel olarak beklenmeyen bir şekilde karşılaşılan yapı olarak tanımlanan, aynı mantıkla da sanat taklitleri içeren kitsch’e söveler örnek verilebilir. Bunun yanında kolon kaplamaları, köpük kemerler, tavan göbekleri ve bir tarafı aynalı cam kaplı binalar kitsch örneğidir.

Ben de yine meraklı bir göz olarak hiç sanat mı değil mi tartışmasına girmeden diyorum ki kitsch bir gerçekliktir, ki etrafımızı bu kadar sarmışken başka bir tanımlamaya gerek kalmıyor.
Kaynakça:
Tanyeli U. Aslolan Kitschdir
Rividi, Sabina. Alla Beni Pulla Beni Sanat Olarak Sat
Scruton, Roger, Kitsch’in Dayanılmaz Çekiciliği (Çev. Ayşe Boren)
Kavraklıoğlu F. Kitsch(Kiç)