Aybala Karaköse
2021/22 Sonbahar-Kış Sezonu Moda Devleri
Güncelleme tarihi: 15 Eki 2021
Eşyalar bizimle konuşabilir mi? Evet, bence gardıroplar bazen sahipleriyle konuşur. Barınma imkanı sağladığı misafirlerine bağlı olarak teşekkür de edebilir yardım çığlığı da atabilir. Özellikle bizimki gibi yaz sezonlarının ve bunaltıcı sıcakların uzun sürdüğü bölgelerde, gardıroplarımız bu aylarda kazakları, çizmeleri, pantolonları, mantoları özlemeye başlar. Bizim de yavaş yavaş yeni sezon alışverişlerimizi yapmaya başladığımız bu dönemde, dilerseniz giysi dolaplarımıza kulak verelim ve dünyaca ünlü moda devlerinin koleksiyonlarını birlikte inceleyelim. Bakalım kışlık parçalar da bizi, bizim onları özlediğimiz kadar özlemiş mi?
FENDI
Dior Men kreatif direktörü tarafından hazırlanmış koleksiyon toprak tonları ve özellikle nude renklere ağırlık verilmiş parçalarıyla diğer moda devlerinin koleksiyonları arasından sıyrılıyor. Genellikle midi ve uzun parçalar barındıran koleksiyonda, beli saran ve bileklere kadar inen elbiseler dikkat çekerken aynı tonlarda tasarlanmış gösterişli kürkler de soğuk iklimlerin vazgeçilmezleri olmaya hazırlanıyor. Uzun, kaşe paltolar da aynı şekilde tek omuza atılmış uzun kürk parçalar ve diz altı, sivri burun, yüksek topuklu deri çizmeler ile kombinlenmiş. Mini, renkli ve çok hareketli parçalar barındırmayan koleksiyon, feminenlik ve seksiliğin, sadelikten geçtiğini hatırlatır nitelikte. Kullanılan renk paleti, ne kadar klasik ve sıkıcı gibi dursa da aslında modeller oldukça yenilikçi. Özellikle kürk ceketlerin yaka ve fermuar kısımlarında kullanılan yılan derisi parçalar, geometrik desenli kısa paltoların eteklerinden sallanan püsküller ve asimetrik bağlanmış saten crop bluzler, markanın podyumlarında görmeye alışkın olmadığımız detaylar.

PRADA
Renk, ışıltı, hareket! Evet Prada 21/22 sonbahar-kış sezonunu en iyi özetleyecek üç kelime bunlar olsa gerek. Başkalaşım kavramına odaklanılarak yeniden tasarlanan klasik parçalar, bu sefer renkleri ve ışıltıları ile günümüz modasına ayak uyduruyor. Parlak ve dikkat çekici renkleri siyahın klasik ve keskin tavrı ile birleştiren marka, katmanlı ve üst üste giyilmiş görünümlere ağırlık vermiş. Bu katmanlarda, simli ve parlak renklerde uzun kollu bodylerin üzerine genellikle klasik tasarımlı siyah parçalar giydirilmiş ve bu şekilde klasik parçalar modernleştirilmiş. Şahsen benim koleksiyonda en çok dikkatimi çeken parça ise düşük omuz, kısa kürkler. İtalyan modaevinin vurgu yapmak istediği başkalaşım kavramını kusursuz bir şekilde yansıtan bu parçaların iç astarları ışıltılı payetler ve taşlarla bezenmiş. Omuz düşüklüğü kısmında kendini gösteren bu ışıltılar adeta kürkün zarafetini, renk ve gösteriş ile harmanlıyor. Markanın yeni sezon aksesuarları da bu zengin renk paletinden nasibini almış. Model olarak klasikleşmiş Prada çantalara yepyeni renk ve desenler eşlik ederek moda severlere gençlik enerjisi ve canlılık vaat ediyor.

VALENTINO
Eğer “valentino” kelimesini yeni bir etek boyu olarak kullanmak istersek uzundan kısaya doğru sıralama aynen şu şekilde olurdu: uzun - midi - mini - valentino! 21/22 sonbahar-kış kadın giyim koleksiyonunda mantolar dışında bir tane bile diz altı model barındırmayan markanın bu sezon çıkış noktası Spatializm sanat akımının kurucusu olan ve tuvaller üzerinde kesip parçalayarak çalışan sanatçı Lucio Fontana. Marka bu sezon, imzası niteliğindeki akışkan, yere kadar uzanan elbiseleri süper minilerle değiştirmiş ve genellikle bu tasarımlarda bol kesimler ve parçalanmış gibi görünen desenler tercih edilmiş. Renk paleti genellikle siyah ve beyaz üzerine yoğunlaşırken bu tonların dışında çıkılmamış olmasına rağmen her model, markanın çıkış noktasına gerekli vurguyu yapmayı başarıyor. Mini eteklerin üzerine konumlandırılmış bol ve uzun kazakların alt kısımlarından çıkan beyaz gömlekler de çok katmanlı bir görünüm sağlıyor. Ayakkabı olarak çoğunlukla uzun, diz altı çizmeler tercih edilmiş. Yüksek topuklu olanları da koleksiyonda yer edinirken yuvarlak burun, kalın tabanlı, kapitone uzun yağış botları da farklı renk seçenekleriyle kendini gösteriyor.

DIOR
“Yansıma” kavramına vurgu yapan koleksiyon, yeterince odaklanırsak kendi yansımamızı bile göremeyebileceğimizi anlatıyor. Kendi tarzımızı oluşturmak ve özgün olmak istiyorsak aynaya bakmamamız gerektiğini söylüyor. Madame de Villeneuve tarafından 1740 larda yazılan “Güzel ve Çirkin” in kasvetli havasını yeni dünyaya taşıyan koleksiyon bizi masallar diyarına davet ediyor. Versay Sarayı’nda gerçekleşen defilede her kombinde mutlaka bir baş aksesuarı bulunması dikkat çekiyor. Özellikle içi kürklü başlıklar soğuk iklimler için oldukça kullanışlı ve şık tamamlayıcılar olarak gardıroplarda yerini almaya hazırlanıyor. Koleksiyonda çok fazla renk çeşitliliği olmaması, yeni sezon trendleri açısından şaşırtsa da modeller ve kullanılan kumaş çeşitliliği trendlere ayak uyduruyor. Parçalar genelde yeni tasarımlar olsa da Dior 21/22 sonbahar kış sezonu aynı zamanda, beyaz gömleklerimizin asla modasının geçmeyeceğini ve birer yatırım parçası olduklarını hatırlatıyor. Gardırobunda beyaz gömleği bulunmayan moda severlere de müjde niteliğinde olan bu koleksiyon adeta bizleri erkek arkadaşlarımızın ya da babalarımızın dolaplarına yönlendiriyor. Malum, ne kadar oversize o kadar over trend!

CHANEL
Kayak tatillerinin ambiansı ve Parizyen tarzdan yola çıkılarak hazırlanmış 21/22 sonbahar kış koleksiyonu, kar figürleri ve beyazın yanına eklenmiş canlı renkleri ile dikkat çekerken metalik, ışıltılı feminen parçalarıyla şıklıktan ödün vermiyor. Markanın kimliği haline gelmiş tüvit deseni her sezon olduğu gibi farklı tasarımlarda oldukça sık kullanılmış. Kayak tatili konsepti ise genellikle, parlak kırmızı, sax mavisi, fuşya gibi canlı renklerin üzerinde kullanılmış beyaz kar tanesi desenleri ile dinamik ve oldukça şık bir şekilde yansıtılmış. Bu parçalarda genellikle örme ve yün kumaşlar tercih edilirken aralara serpişitirilmiş zarif simler, markanın ikinci çıkış noktası olan Parizyen şıklığa da atıfta bulunuyor. Yeni sezon aksesuarları ise oldukça dikkat çekici. Genellikle inci takılar kullanması ile tanınan marka, bu sezon bir değişikliğe giderek taşlı kemerler, kolyeler ve küpelere ağırlık vermiş. Bu taşlar aynı zamanda jeanlerin üzerine yerleştirilmiş olmalarıyla da dikkat çekiyor. En çok göze çarpan aksesuarlardan bir tanesi ise kapsül şeklinde kolyeler. Tabii ki onların da kapak kısımlarını özenle yerleştirilmiş göz alıcı taşlar süslerken şekilleri dolayısıyla bir “kapsül koleksiyon” hissi yaratıyor. Kısacası bu koleksiyon “Parlayın!” diyor Chanel, “ister kıyafetlerinizle ister takılarınızla, yeter ki parlayın!”
